Dünya'nın ve ülkemizin önde
gelen projelerinden olan Gap,
Dünya'da eşine az rastlanacak
büyük bir yatırım projesidir.
Muhtemelende can simidi olacaktır gelecekte,
Ülkemiz ve komşu ülkeler için.
Nice türkülere ağıt ve şiirlere konu olmuştur.
Yöre halklarının pembe rüyasdır Gap.
Gap "YEDİ KÜPELİ GELİN"dir,
usta siyasetçi, eski cumhurbaşkanımız,
sayın Süleyman Demirel'in ifadesiyle.
Her küpenin bir baraj anlamına geldiğini haykırıyordu,
Çeyrek asır önceden
gittiği her baraj şantiyesinde.
Sayın Süleyman Demirel,
Çabuk bitirin, bu eserlerin bitmesini görmek istiyorum,
Gap'ı gaptırmak istemiyorum diyordu.
Yakarıyordu adeta proje uygulayıcılarına.
İçeceği bir damla suyu yoktu,
güneydoğu Anadolu halklarının.
Bir damla su için 60-70m.- hatta bazen 100 m.
derinliklerden su çekiyorlardı çamurlu kuyulardan.
Bedenlerine bağladıkları halatlarla.
Süzerek ince tülbentlerden, öyle içmeye çalışıyordu,
kokluyordu adeta bir damla suyu insanlar.
Kan ağlayıp, felhen içiyorlardı adeta.
Tek Tek dağları havalisi ve Vir anşehir'in birçok köyünde sarnıçlarda toplanan
ve sararan kurtlu sular süzülerek içiliyordu.
Bende yaşadım birkaç günlüğünede olsa Viranşehir'in bir köyünde.
Bir gün sarnıca oğlak düşüp boğuldu, oğlak çıkarılıp aynı su içilmeye devam edildi.
Bulaşık limonata tadında, kekremsi iğrenç bir tad.
Gaplasın kardaşım her tarafı
Fırat'la Dicle'nin can verecek suları.
Yeşersin yeniden,
"MEZOPOTAMYA"nın
bereket fışkıracak toprakları.
Kalmasasın yoksulluk, asil ve cefakar,
halklarımızın kaderinde.
Bitsin o makus talih.
Tarlada mahsül susuzluktan yana yanıp kalmasın.
Nişanlı kızlar bir sene daha,
başlığı ödenemedi diye baba evinde
Boyun bükmesin yoksulluk marazasına.
Kavuşuversin sevdasına tezelden.
Çaputlar bağlanmasın ağaçlara çalılara, yağmur yağsın diye.
Yağmuru cenab-ı hak dilediği zaman,
Dilediği kadar yağdırmaya muktedirdir.
O bizim işmiz değil,
"YARADANIMIZ"
"Sistem-i muazzamasına Kadir ve Nadirdir."
Gecikmiş karar ve müdahalede olsa,
Devletin ve siyasi otoritenin "GAP"ı yeniden ele alıp,
yarı kalmış projeleri hayata geçirmeye,
ve ciddiyetle takipçisi olacağını açıklaması sevindiricidir.
En sevindirici tarafı yapılacak projelerin,
parasal kaynaklarının ayrılmış olmasıdır.
Dilek ve temennimiz odur ki,
"Gap eylem planı" diye nitelendirdikleri projelerin sözde kalmayacağıdır.
Aksi halde, ülke ve bölge halkına başka bir yazık eklemiş oluruz.
Siyasi erk'in bu olumlu kararlarını,
bir vatandaş olarak kutluyorum.
Çok önceden yapılması gereken bir görev olduğu düşüncesindeyim.
"Gap İdaresinin" Ankara'dan bölgeye taşınıyor olması ayrıca sevindirici ve isabetli bir karardır.
Hizmek makamlarının,hizmet alanlarına
yakın olması kadar doğal bir şey olabilir mi ?
Ankara Nireee- Gap nireee..!.
Sayın borokratlarımızın biraz ter
dökmelerini rica ediyoruz, ülkemizin kalkınması adına.
Proje kapsamında zikredilen kredilerin
Gap bölgesinde ve
gerçek yatırımlarda kullanılmasını
ve ihtyaç sahiplerine verilmesi halinde fayda sağlanabilinir.
Kredileri etrafınızdaki "kafa" adamlara dağıtırsanız,
bu ülkeye ve bu millete yeni zararlar verirsiniz.
Geçmişte dağa taşa yapılan
dört duvardan ibaret sözde yatırımların
Ülkeye ve bölge insanlarına
katma değer üretmediği,
verilen paraların başka yörelerde
yatırıma dönüştürüldüğü herkesçe
bilinen acı bir vakadır.
Yarım asırdan bu yana Türkiye-Suriye
sınırında gömülü bulunan tuzak mayınlar.
Yeryüzünü kirleten en acımasız
ve öldürücü tuzak zerzevatlardır.
Nice taze gelinleri dul,
nice bebeleri babasız yetim bırakmıştır.
Bir lokma ekmek için ölümü göğüsleyen Bozan'ları, Casım'ları ve İsa'ları paramparça etmiştir.
Yerden devletin döşediği serseri mayın,
arkadan devletin dom-dom kurşunu vurdu vatandaşını.
Gecenin zifiri karanlığında.
Acımadan, sorgu sual etmeden, leş bıraktı
pörtü böceğe- leş kargalarına.
Yalıyarak geçip aydınlattı cansız bedenleri,
hudut karakolundaki projektörler.
Haber salındı sahiplerine cesetlerinizi alın diye.
Neden mayın ? neden engel ve tuzak. ? Devlet varandaşına tuzak hazırlar, yolunu keser mi. ?
Vatandaş yasaları ve hukuku ihlal ediyor efendim.
İşsiz ve ve aşsız bıakılan vatandaşa,
bunlar reva görülmüştü, aş -ekmek arıyor diye.
Devletin vatandaşını işsiz ve aşsız bırakması,
yasa ihlali değilmidir?
hukuk ihlali sayılmaz mı yoksa?
Devlet bunca kayıptan yarım asır sonra,
ayıbını temizleyecek ve günah çıkaracakmış.
Sevindirici de olsa, viran ve talan olan
yuva sahiplerini sevindirmeyecek ve yaraları depreşecektir.
Mayından temizlenecek 30 bin hektar arazinin
Çıkarılacak yasa çerçevesinde bölgenin topraksız köylüsüne verilmesi behemmehal şart koşulmalıdır.
Geçmişte yapılan toprak reformuna benzer tiraji komik olaylar yaşanmamalıdır.
Kalkınmadan yana yapılan tüm projeler,
halk tarafından elbetteki desdek bulacaktır.
Mayınlı sınırlarda, hayra alamet
olaylarda yaşanmıştır geçmişte.
Berdel olan gelinler-kızlar,
özel izinlerle gitmişlerdir öteki ülkeye.
Yuva kurmuşlardır komşu ülkelerde.
Dayı yegen olunmuştur insanlar,
vaz geçilemeyen değerler tesis edilmiştir.
Bu kutsal bütünü parçalara bölmeden
Kalkınma yolunda azami gayreti,
yılmadan beraberce sarfetmeliyiz.
Hükümetin paket içeriğinde,
isabetli bir karar daha var.
TRT'nin bölge halklarının dilleriyle
kesintisiz yayın yapacak olması.
Geç kalınmış bir kararda olsa,
fonksiyonel olarak ülke menfaatlerine,
büyük faydalar sağlayacaktır.
Böylece bölge halkı marjinal grupların
etki alanlarının dışına çıkmış olacaktır.
Sevindiricidir. Birleştirici ve yapıcıdır.
Halkların kardeşliği adına,
"Hayırlı ve uğurlu olsun" diyelim.
KARANLIĞA MAHKÜM OLURLAR."